Hakkımda

Fotoğrafım
Şimdiye kadar İstanbul’da yaşadı, orada da doğdu . Toplamda 12 yılını İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi koridorlarında geçirdi. Sosyolojide yaptığı yandal sırasında yoğun oryantalizm ve Said tartışmalarının etkisiyle yüksek lisans tezini medyada oryantalizm üzerine yaptı. Doktorada kafasından türlü çeşitli konu geçişi sonrasında yeni medyanın toplumsal etkileri üzerine çalıştı ve bu konuda çalışmayı sürdürüyor. Takıntılı bir biçimde iletişime erişmede eşitsizlik üzerine konuşup duruyor. “Ne var canım onlar da erişseydi” karşı çıkışlarını duydukça çıldırıyor. O anlarda bir ejderha gibi ağzından ateş püskürtmek istiyor. İletişim sosyolojisine ilgi duyuyor ve bilimin, ticaret için değil toplum için olduğuna inanıyor. “Yaptığından hoşnut olan bir öğretim elemanı emekliye ayrılmalıdır” sözünü benimsiyor, o yüzden yazdığı her şeyi iki gün sonra beğenmiyor.

17 Ekim 2017 Salı

Gündem Belirleme

Gazetecilik alanında gündem belirleme olarak bilinen bir kuram vardır. Temeli medyanın toplumun nasıl düşüneceğini değil ama ne hakkında düşüneceğini belirlemesine dayanır, ardıl çalışmalar ne düşüneceğini de belirlediği üzerine sürmüştür ve hala da çalışılan alanlardan biridir. Fakat toplumsal bir gündemin dışında her insanın kendine has bir gündemi var elbette.

Bireysel gündemlerimiz var hepimizin. Ne giyeceğimizden, ne yiyeceğimize, nereye gideceğimize, ne alacağımızıa ne satacağımıza, ne okuyacağımıza ne yazacağımıza kadar pek çok şeyi şekillendiren. Esasında herkesin gündemi kendi meselesi, kendi derdi, kendi sorunu. Dert derken sıkıntıdan ziyade bir şeyleri dert edinme, onlar üzerine kafa yorma meselesi. Lakin herkes kendi gündeminde yaşar giderken ve gündeminizin kesiştiği insanlarla ilişkiler kurarken odaklanmak gerekli olan gündemin dışında buluverirsiniz kendinizi çoğu zaman. Aynı gündem belirleme kuramında olduğu gibi birileri size ne hakkında düşünmenin gerektiğini fısıldamıştır ve belki de siz onun iç sesiniz sanmışsınızdır. Ancak o iç sesten ziyade muhtemelen tam da bir dış sestir. Hayata dair kaygılarınızın dışında bir hengamenin içinde buluverir birden insan kendini. Yanınızda yörenizde olanların gündemleri sizin gündeminizi saptırır, belki sizin gündemleriniz de onlarınkini. Gündem geçişi bu şekilde sağlanır. Karşınızdaki kişiler dünya ve kendi aralarında mutlu bir bağlantı olduğunu ve sadece kendileri için döndüğünü düşünüyorlarsa sizin kendi gündeminizin onlar için bir anlamı yoktur, kendilerini dayatırlar. Sizin ne yaşadığınız onları hiç de ilgilendirmez.

Bitmek tükenmek bilmeyen bir çok konunun ortasında hisseder insan kendini. Düşünülecek çok şey, yapılacak çok şey vardır her zaman. Fakat bunların hangileri gerçekten “gerçek gündem”dir. Belki de o gerçek gündem hiç aklımıza gelmeyendir. Durup düşünmeye, gündeminizi gözden geçirmeye fırsatınız olduğu noktada büyük ihtimalle çoğu şeyi ıskaladığını fark eder insan. Yıllardır ertelediği çiviyi çakmadığını, arkadaşıyla oturup uzun zamandır derinlemesine konuşmadığını, kendisine sadece kendisi için zaman ayırmadığını, açan çiçeklere bakamadığını… Gerçekten hayata dair olanları… Toplantılar, kredi kartları, yığılı dosyalar, sorunlar ve bitmek bilmeyen başka sorunlar aslında ne kadar da suni ve kısır bir gündemdir. Zira onlar hiç bitmeyecektir, ama ömür tükenmektedir. “Hayatın içinde ne manalı” sorusunu sormak elzemdir. Verilen cevaba uygun davranmak da gerekliliktir. Söz-eylem birliği şarttır, bir duruş için. Söz başka eylem başka ise büyük bir yanılgıdır içinde bulunulan.

Pek çok insan hayatındaki değerli şeye aile yanıtını verir büyük ihtimalle, eşi, çocuğu, annesi, babası… Belki de başka değeri vardır bunun yerine koyduğu: kariyeri olabilir ya da bir davası ya da başka bir şey. Fakat aileden yola çıkarsak -ki cevap ne olursa olsun onlara da uygulamayabilmek mümkün söyleyeceklerimizi- en önemli değer olarak gördüğümüz şey, muhtemelen en fazla ihmal ettiğimizdir. Çocukları için gece gündüz çalışan anne-babalar çocuklarının yüzlerini görmekte zorlanır, çünkü onlara iyi bir hayat verebilmek için -ki iyi hayattan kasıt sadece maddi imkanlarla sağlanan bazı değerlerden oluşur- onlardan ayrı kalması gerekir. Birlikte iyi vakit geçirmek için didinen sevgililerin romantik yemekleri iş telefonları ile bölünür mesela. Birileri gelir gündeminizi değiştirir mutlaka ve birden farklı bir gündeme geçilivermiştir.

Rahat ettirmeye çalıştığımız insanlar en çok feda ettiklerimiz oluverirler. Durup düşündüğünüzde bir çok başka insanla uğraşırken esas dönüp bakmanız gerekenlere bakmadığınızı idrak eder ve bunun ağırlığını yaşamaya başlarsınız belki de. Onlar nasılsa oradadır, başka kişileri işleri ise bekletmemek lazımdır. Her zaman sizin yanınızda olacağını düşündüğünüzü güvendiğiniz dostunuzla en son ne zaman tam olarak kendinizi vererek zaman geçirmişsinizdir. Muhtemelen  “çok istiyorum görüşelim ama hiç vaktim yok” demişsinizdir ya da o size demiştir. Oysa bir çay ya da kahve zamanı ayırmak hiç de zor değildir. Anlamsız iş yemekleri, toplantılar, sırf sosyalleşmek olsun adet yerini bulsun diye gidilen iş yemekleri... Ama sizin vaktiniz yoktur değil mi?

Bir gün gelir gerçek gündem fark edilir, suni olarak oluşturulmuş ve yapışkan bir şey gibi etrafınızı sarmalamış olan şeyi söküp atmaya, nefes almaya çalışırsınız. Derinlerde saklanmış olana yönlenmeye başlarsınız, artık kendi gündeminizi kendiniz belirlemeniz gerekliliği ortadadır, başkalarının sizi manüpüle etmesine karşı durmalı, belki sizi hiç de ilgilendirmeyen konularla ilgili derin düşüncelere dalmanın saçmalığı yüzünüze vurmalıdır.

Haber merkezlerinin vazgeçilmez sorusudur: “Gündemde ne var?” Günün önemli gelişmeleri belirlenir, neler takip edilecektir, hangisi daha önceliklidir. Bu birkaç kişinin belirlediği konular (aslında onlarınkini de belirleyen vardır ama şimdilik burada kalsın bu konu) milyonlarca insanın hangi konuyu düşüneceğini belirler. Haber gündemi dışında da günlük hayatınızda birileri sizlere dayatır bazı konuları, nelerle meşgul olmanız gerekliliği örülür etrafınıza. Lakin şimdi haber masasının başına tek başınıza geçmek ve kendi gündeminizde neler olduğunu önünüze yaymak gerekliliktir. Öncelikleri belirleme, manşetinizi atma zamanıdır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder