Bazı şeyler vardır ki tanımlamak mümkün değildir ve yine
aynı şekilde tanımladığımız bazı şeylerin doğru tanımlama olduğunu kim
söyleyebilir?
Kim diyebilir ki deniz manzarasının güzel olduğunu,
hayatlarını kurtarmak için göç eden atalarını denize feda eden birine?
Ya da bir ateş insanın içini nasıl ısıtabilir, sevdiklerini
acımasız ateşlerde yitirenin?
Ve ya güneşin nesi güzeldir, ışıklarınının altında
susuzluktan kavrulduysanız, boğazınız kurumuş, sesinizi duyurumadıysanız?
Yusuf Atılgan, Aylak Adam’da demez mi “Kelimelere herkes
kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça
iki kişi iki ayrı dili konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?”
İşte herkesin iyicil ve kötücül anlamlar yüklediği şeyler
ayrı ayrı değil mi?
Bir görüntünün, bir kelimenin herkes için tek bir anlamı
olması nasıl mümkün olsun ki?
Herkesin kendi sözlüğü var işte cebinde, yüreğinde… Ortak
bir dilimiz elbet var ama herkesin kendi içinde de ayrı bir dili mevcut, sadece
çok azıyla paylaştığı.
Mesela rüzgar kötü kim demiş? Kim bilir rüzgara karşı inatla
yürüyenin içindeki azmi, sağa sola yalpalasa da gideceği yere vardığındaki
coşkuyu?
Ve kim kim demiş yağmur kötü diye, sırılsıklam ıslanmaktan
mutluluk duyan birine…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder