Hakkımda

Fotoğrafım
Şimdiye kadar İstanbul’da yaşadı, orada da doğdu . Toplamda 12 yılını İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi koridorlarında geçirdi. Sosyolojide yaptığı yandal sırasında yoğun oryantalizm ve Said tartışmalarının etkisiyle yüksek lisans tezini medyada oryantalizm üzerine yaptı. Doktorada kafasından türlü çeşitli konu geçişi sonrasında yeni medyanın toplumsal etkileri üzerine çalıştı ve bu konuda çalışmayı sürdürüyor. Takıntılı bir biçimde iletişime erişmede eşitsizlik üzerine konuşup duruyor. “Ne var canım onlar da erişseydi” karşı çıkışlarını duydukça çıldırıyor. O anlarda bir ejderha gibi ağzından ateş püskürtmek istiyor. İletişim sosyolojisine ilgi duyuyor ve bilimin, ticaret için değil toplum için olduğuna inanıyor. “Yaptığından hoşnut olan bir öğretim elemanı emekliye ayrılmalıdır” sözünü benimsiyor, o yüzden yazdığı her şeyi iki gün sonra beğenmiyor.

5 Aralık 2014 Cuma

Dünün mazlumu, bugünün zalimi

Tavırlarınız efendim ah nasıl da eşit herkese karşı.
Nasıl da eşit adımlarla yaklaşıyorsunuz iki kişiye de, biri size çok yakın ama olsun, eşit işte adımlarınız.
Cinsiyet ayrımcılığı mı hiç lafını etmiyorum efendim. "Eksik etek"e, "saçı uzun aklı kısa"ya mı yapacaksınız ayrım, ne münasebet. Hem cam tavan da ne imiş, zaten görünmüyor ki...
Adının önünde ya da altında yazana göre mi değerlendireceksiniz birini efendim, hiç olur mu öyle şey, ne hastalıklı bir düşünce benimki.
Ya "hamiline kart" ya da "yakinimdir" ibaresine mi bakacaksınız? Ne eskide kaldı değil mi bunlar, ne geri kafalıyım ben.
Ah ne de fesadım ben, nasıl da her şeyden bir şeyler arıyorum.
Yalnız bir şeyi anlamadım efendim. Dünün mazlumu nasıl yaratıyor bugünün zalimini?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder