Zaman gerçekten
ilaç mıdır?.. Bilinmez. Bir hekim, bir eczacı değildir zaman ama öğretmendir,
öğretendir, hocadır.
Birilerinin öğretti
dediklerimizde, kendimiz öğrendik dediklerimizde zamanın payı vardır illaki. Aguyu,
emeklemeyi, yürümeyi öğreten belki bir içgüdüdür ama en önemlisi zamandır.
Önce susmayı
sonra konuşmayı öğretir zaman ve zamanı gelince susmayı öğretir zaman. Susunca
konuşamayacağınızı, konuşunca anlaşılamayacağınızı öğretir. Derin bir suskunluk
içine girmeyi, izlemeyi öğretir günü gelince.
Susmayı, sadece
bakmayı, sustuklarınızı içinize atmayı öğretir zaman. Kırmayı ama en çok
kırılmayı öğretir. Gönül almayı, önce kanmayı sonra kanmamayı öğretir. Önce konuşunca
anlatırsını sonra konuşunca anlatamazsını kazır beyne ama en önemlisi yüreğe.
Kırılan parçaları
toplamayı, yeniden bir araya getirmeyi, deyim yerindeyse puzzle yapmayı ama bir
bütün olamamayı, parça parça olmayı öğretir zaman, parçalarla yaşamayı
Sevinci öğretir
ve ardından sinsice gelen hüznü. Hüznü ve göz yaşını sevmeyi öğretir,
büyümenin, olgunlaşmanın ancak böyle olacağını.
Zaman…
Yüzdeki
çizgilerdir…
Her doktor
ziyaretinde ortaya çıkan hastalıklardır…
Öğüt vermektir…
Sukunettir…
Ama zaman zaman
taşan öfkedir…
Gönüle batan
parçalardır…Parçalanmaktır ama bir yandan tamamlanmaktır…
Zaman…
Zaman, benim
hocamdır…